YAS

Hicran denizinde

yine kabardı dalgalar.

Ufukta acı matemiyle

acı sonbahar.

Güleç yüzlerde gördüğüm

En dehşetli akistir

ölüm.

 

Sevgi vardı gönlünde

Yüzünde de

berrak bir nur.

Hep böyle mi olur?

Vakit neden çok erken?

 

Anlat neneciğim!

Selâm gönder gittiğin yerden.

Uzaktaydım;

Yakama yapışan

Gurbet illetiydi yeniden.

Yanında ayaktaydım.

Hayatı nakşettiğin ellerini öperken

Mübarek ellerini ıslattı gözyaşlarım.

Ayrılık vakti

Hava soğuktu.

Gözlerde hep yeis vardı!

"İyi olacak"dediler ama sesleri

boğuktu.

Anladım o dem

bu son bahardı.

 

Yılları gömdüler seni değil!

Onlar seni çok severdi

beni değil!

Kara toprak sana sıcak...

Kediler ardından pek mahsun

bakacak.

Kulaklarıma fısıldadıkça titrerdim hep;

“İnsaoğlu” derdin “Bilmez bu

hezimeti”

Tükenen zaman değil

Tükenen biz

Kimsesiz,

Sessiz,

Yavaş yavaş

Ve korkarak.

Sanki bilmeyiz

Her nefes yaşama daha uzak.

Pek güzel olmalı

Cennete ulaşan gül kokulu yollar.

 

Bilir misin neneciğim;

Sen içine girince

Ben de

Kara topraktan bir parça koydum

Yaralı gönlüme.